Türkiye'nin İç Anadolu bölgesinde yer alan Çorum ilinde, tarihî bir hazine saklıdır: Hattuşa, Hitit İmparatorluğu'nun başkenti. Hattuşa, binlerce yıl önce Hitit medeniyetinin merkezi olarak büyük bir öneme sahipti ve günümüzde arkeolojik keşiflerle dolu bir antik kent olarak ziyaretçilere tarihî bir yolculuk sunuyor. Bu blog yazısında, Hattuşa'nın tarihini, arkeolojik kalıntılarını ve Hitit medeniyetinin gizemli dünyasını keşfederek, tarih severleri büyülü bir gezintiye davet ediyoruz. 

• Tarihî Arka Planı: 
  Hattuşa, M.Ö. 17. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun başkenti olarak kuruldu. Hititler, Anadolu'nun en büyük antik medeniyetlerinden biriydi ve Hattuşa, siyasi, kültürel ve dini merkezleriyle büyük bir güç ve zenginlik simgesiydi. İmparatorluğun zirvesindeyken, Hattuşa ve çevresindeki bölgeler, muhteşem yapılarla süslenmişti. 
  
  
• Arkeolojik Kalıntılar: 
  Hattuşa, tarihi zenginliklerle dolu bir arkeolojik sit alanıdır. Özellikle Boğazköy olarak da bilinen alan, saray kompleksleri, tapınaklar, anıtsal kapılar, taş tabletler ve anıtsal heykeller gibi birçok arkeolojik kalıntıya ev sahipliği yapar. Büyük Kral Sarayı, Aslanlı Kapı, Yeraltı Geçitleri ve Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı gibi yapılar, Hattuşa'nın muhteşem geçmişini günümüze taşıyan önemli yapılar arasındadır. 
  
  
• Hitit Medeniyetinin Gizemleri: 
  Hattuşa, Hitit medeniyetinin gizemli dünyasını gün yüzüne çıkaran bir anahtar rolü oynar. Çivi yazısıyla yazılmış binlerce kil tablet, Hitit İmparatorluğu'nun günlük işlerini, antlaşmalarını ve edebi eserlerini içeren önemli bilgi kaynaklarıdır. Bu tabletler, arkeologlar ve tarihçiler için Hitit medeniyetinin anlaşılması açısından çok değerlidir.