Yeni TTK’ya Egemen Olan İlkeler
Semineri

Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK), 2012 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte iş dünyasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. TTK'nın egemen olduğu ilkeler, modern ticaret anlayışının gerekliliklerini yansıtmakta ve ticari ilişkilerin daha şeffaf, adil ve etik bir zeminde yürütülmesini hedeflemektedir.

Yeni TTK'nın ilkeleri arasında en önemli olanı hukuki güvenilirlik ilkesidir. Bu ilke, taraflar arasındaki ticari ilişkilerde adil bir ortamın oluşturulmasını sağlamak için tasarlanmıştır. TTK, sözleşmelerin kurulması, ifası ve sona ermesi gibi konularda belirlenen kurallarla taraflara güvence sağlamaktadır. Böylece, ticaret hayatında anlaşmazlıkların çözümü kolaylaşmakta ve taraflar arasında güven ilişkisi güçlenmektedir.

Bunun yanı sıra, Yeni TTK'da yer alan dürüstlük ilkesi de ticari ilişkilerin temelini oluşturan bir prensiptir. Ticarette doğruluk, dürüstlük, adalet ve iyi niyetin korunması, TTK'nın vazgeçilmez bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Taraflar arasındaki ilişkilerde sahtekârlık, hileli davranışlar veya yanıltıcı beyanlarda bulunmak, Yeni TTK tarafından ciddi şekilde cezalandırılmaktadır. Bu sayede, ticaret hayatında dürüstlük ve şeffaflık ön plana çıkmakta ve rekabetçi bir ortamın oluşturulması desteklenmektedir.

Son olarak, Yeni TTK'nın egemen olduğu bir diğer ilke de sürdürülebilirlik ilkesidir. Bu ilke, ticari faaliyetlerin çevreye ve topluma zarar vermeden gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır. Yeni TTK'da yer alan çevre koruma, insan hakları ve toplumsal sorumlulukla ilgili hükümler, işletmelerin etik değerlere uygun hareket etmesini teşvik etmektedir. Böylece, sürdürülebilir kalkınma prensipleriyle uyumlu bir ticaret anlayışının yaygınlaşması hedeflenmektedir.

Yeni TTK'ya egemen olan ilkeler, ticaretin daha adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmaktadır. Bu ilkelerin uygulanması, iş dünyasında güvenin artmasını sağlamakta ve ticari ilişkilerin kalitesini yükseltmektedir.